Çatı tadilatı ve yenileme sürecinin ilk ve en önemli aşaması, mevcut çatı yapısının detaylı şekilde incelenmesidir. Bu keşif çalışması sayesinde çatıda var olan tüm yapısal ve yüzeysel problemler belirlenir, doğru müdahale planı oluşturulur. Uzman ekibimiz, hem görsel hem de teknik ekipmanlar yardımıyla çatının genel durumunu analiz eder.
İlk olarak çatı örtüsü kontrol edilir. Kiremit, shingle, sac veya membran kaplamalarda kırık, çatlak, kabarma ya da su sızdırma gibi sorunlar tespit edilir. Ardından çatının taşıyıcı sistemi olan ahşap veya çelik iskelet incelenir. Çürük, eğilme, paslanma veya yük taşıma kapasitesinde düşüş olup olmadığı değerlendirilir. Eğer taşıyıcı sistem zayıflamışsa, güçlendirme veya yenileme gerekebilir.
Ayrıca çatı arasındaki ısı ve su yalıtımı durumu da değerlendirilir. Su sızıntılarına bağlı nem, küf oluşumu ya da ısı kayıplarının yaşandığı bölgeler tespit edilir. Tüm bu veriler doğrultusunda çatıya özel bir tadilat planı oluşturularak malzeme seçimi ve işçilik süreci netleştirilir.
Doğru malzeme seçimi, çatının uzun ömürlü, estetik ve güvenli olmasının temel şartıdır. Bu nedenle çatı yenileme sürecinde yapılacak ikinci adım, binanın ihtiyaçlarına ve iklim koşullarına uygun kaplama malzemesinin belirlenmesidir. Her malzeme farklı avantajlar ve kullanım amaçları sunduğundan, seçim yapılırken hem teknik hem görsel beklentiler dikkate alınır.
Kiremit kaplama, geleneksel ve estetik bir görünüm sunar. Özellikle eğimli çatılarda tercih edilir ve hava geçirgenliği yüksektir.
Shingle çatı kaplaması, esnek yapısı, renk çeşitliliği ve uygulama kolaylığı ile modern yapılarda sıkça kullanılır.
Membran kaplama, özellikle teras çatı ve su yalıtımı öncelikli yapılarda tercih edilir. Bitümlü membranlar su geçirmezlik açısından yüksek performans sağlar.
Trapez sac, dayanıklılığı ve ekonomik olması nedeniyle fabrika, depo gibi yapılarda idealdir. Estetik ihtiyaçlara göre boyalı modelleri de mevcuttur.
Seçim yapılırken çatının eğimi, rüzgâr ve yağış alma durumu, yapının mimari yapısı ve bütçe kriterleri birlikte değerlendirilir. Böylece hem teknik olarak dayanıklı hem de görsel olarak binaya değer katan bir çatı kaplaması uygulanır.
Çatı tadilatının en hayati adımlarından biri, yapının hem suya hem de ısı kaybına karşı dayanıklı hale getirilmesidir. Uygulama yapılmayan veya eksik yapılan yalıtım çalışmaları; sızıntı, rutubet, küf, ısı kaybı ve yüksek enerji maliyetleri gibi ciddi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle uzman ekibimiz, çatının fiziksel durumuna ve kullanım amacına uygun yalıtım çözümlerini projeye entegre eder.
Su yalıtımı için en sık tercih edilen yöntem, bitümlü veya PVC esaslı membran kaplama uygulamasıdır. Bu malzemeler, çatının yüzeyine serilerek kaynak makineleriyle birleştirilir ve yekpare, su geçirmez bir tabaka oluşturur. Özellikle teras çatılarda, eğimin az olduğu yüzeylerde veya eski kiremit altlarında uygulanarak yağmur ve kar sularının binaya sızması engellenir.
Isı yalıtımı ise çatının iç kısmına veya eğimli çatılarda çatı arasına uygulanır. Burada en çok tercih edilen malzemeler taş yünü, cam yünü ve ekstrüde polistiren (XPS) strafor panellerdir. Bu yalıtım katmanları sayesinde kışın ısının içeride kalması, yazın ise dışarıdan gelen sıcaklığın engellenmesi sağlanır. Aynı zamanda ses yalıtımı özelliği de sunarak konforlu bir yaşam alanı oluşturur.
Tüm yalıtım uygulamaları, çatı yapısına zarar vermeyecek şekilde, uygun kalınlıkta ve dikkatle uygulanır. Sonuç olarak, hem binanın ömrü uzatılır hem de kullanıcılar için dört mevsim konforlu bir iç ortam sağlanmış olur.
Çatının taşıyıcı iskeleti, tüm yükü taşıyan ve uzun ömürlü kullanımın temelini oluşturan en önemli yapısal unsurdur. Bu iskelet genellikle ahşap, çelik veya betonarme malzemelerden oluşur ve zamanla nem, rüzgâr, kar yükü veya darbelere bağlı olarak deformasyon yaşayabilir. Bu nedenle tadilat öncesi, taşıyıcı sistemin teknik durumu mutlaka kontrol edilir.
Ahşap çatılarda çürüme, çatlama, böceklenme veya ek yerlerinde gevşeme gibi sorunlara sıkça rastlanır. Çelik çatılarda ise korozyon (paslanma), kaynak noktalarının zayıflaması veya montaj hataları görülebilir. Uzman ekibimiz, bu tür sorunları tespit ederek gerekli alanlarda yerinde onarım, profil değişimi veya tam iskelet yenilemesi uygulamalarını devreye alır.
Yenileme sürecinde kullanılan tüm malzemeler, yapı yönetmeliklerine ve yüklere uygun olarak seçilir. Statik dayanımı artırmak amacıyla çatı açıklığına göre dikmeler, çaprazlar ve kuşaklar eklenebilir. Güçlendirilmiş bir iskelet yapısı, sadece çatının sağlam kalmasını değil, ileride yapılacak kaplama ve yalıtım uygulamalarının da sorunsuz olmasını sağlar.
Sağlıklı bir çatı sisteminin ayrılmaz bir parçası da yağmur suyu tahliye sistemidir. Eğer bu sistem düzgün çalışmazsa, su birikintileri zamanla çatı kaplamasına zarar verebilir, sızıntılara neden olabilir veya yapının cephesinde bozulmalara yol açabilir. Bu nedenle çatı tadilatı sürecinde oluk ve dere sistemlerinin kontrolü ve gerekiyorsa yenilenmesi büyük önem taşır.
Öncelikle mevcut oluk ve iniş boruları, tıkanıklık, eğim yetersizliği, kırık bağlantı veya paslanma açısından incelenir. Su akışının yönü ve kapasitesi değerlendirilerek gerektiğinde yeni dere hatları planlanır. Uygulamada PVC, galvanizli sac veya alüminyum oluk sistemleri kullanılabilir. Bu malzemeler hem dayanıklılık hem de estetik açıdan tercih edilir.
Eğimli çatılarda oluklar çatı eğimiyle uyumlu olacak şekilde yerleştirilir, suyun hızlı tahliyesi sağlanır. Ayrıca iniş boruları bina dış cephesine zarar vermeyecek pozisyonda sabitlenir ve zeminle doğru şekilde birleştirilir. Dilerseniz bu sistemlere yağmur suyu deposu gibi çevreci çözümler de entegre edilebilir.
Tüm bu işlemler tamamlandığında yağmur ve kar suları çatıdan sorunsuz şekilde tahliye edilir; yapı hem işlevsel hem de görsel olarak korunmuş olur.
Çatı tadilatı ve yenileme sürecinin son aşaması olan kontroller ve teslimat, yapılan işin kalitesini güvence altına almak açısından büyük önem taşır. Bu aşamada uzman ekibimiz, tüm uygulamaları detaylı bir şekilde gözden geçirir ve sistemin eksiksiz çalıştığından emin olur.
İlk olarak, çatı kaplama malzemeleri, su ve ısı yalıtımı, iskelet sistemi, oluklar ve iniş hatları tek tek kontrol edilir. Gözle görülür herhangi bir çatlak, boşluk, hizalama hatası veya gevşek bağlantı olup olmadığı incelenir. Ardından, su tahliye sistemlerinin eğimleri test edilir ve gerekirse su dökülerek akış yönü doğrulanır. Bu sayede ileride yaşanabilecek su sızmaları veya tıkanıklık riskleri ortadan kaldırılır.
Tüm teknik kontrollerin ardından, çatı alanı temizlenir. İnşaat artıkları, kaplama artık parçaları, vida ve talaş gibi tüm kalıntılar toplanır; iniş borularının ağızları temiz bırakılır. Etraf temizlenip güvenli hale getirildikten sonra, çatı kullanıma hazır hâlde müşteriye teslim edilir.
Son olarak, yapılan işler müşteriyle birlikte yerinde değerlendirilir ve gerekirse bilgilendirme yapılır. Garanti kapsamı, bakım önerileri ve olası müdahale noktaları açıklanarak hizmet süreci tamamlanır. Bu şeffaf ve özenli yaklaşım sayesinde, hem teknik hem estetik açıdan sorunsuz bir çatı sistemi uzun yıllar güvenle kullanılabilir hale gelir.